İki yalnızın bir mutluluğu götürdüğü bir sınavdayız.
Öyle bir sınav ki, tek bir şık var. yalnızlık.
Ve bu hiç şık bir durum değil.
Süresiz bir sınav bu. Bir ömür sürüyor otoriteye göre.
Hiçbir silgi silmiyor yapılan yanlışları ve
Tek bir şık ile kazanılmıyor sınavın en güzel sonucu mutluluk.
Yine tabi,
Otoriteye göre.
Haciz geliyor bazı kalplere sınavdan hemen önce,
İcra edemedikleri için aşklarını hakkınca.
Hak geçmesin diye mahkemeye çıkıyor yalnız bir kalp.
Sınavı budur belki de,
Otoriteye göre.
‘Ben’ diyor, ‘öyle işaretlemek istememiştim. Ama verdiğiniz kalemle de güzel bir gelecek yazamadım. Silmek istedim, izin vermediniz. Her şık aynı sonuca varıyor ve bu hiç şık değil’
Mahkeme başkanı kararını açıklıyor bu sınavdan önce.
Diyor ki, seni bir ömür yalnızlığa mahkum ediyorum ama yanlışlıkla.
Kalbine gelen hacizi ben kaldıramam.
Sayın Hakım diyorum. Ben de bu durumu kaldıramam.
Belki bir kalem vardır yeniden yazılacak bir gelecek için.
Canım okan diyor. İki yalnız bir mutluluğu götürdüğünde,
Silmeyen bir silgi sağ eline verildiğinde,
Sol tarafta artık bir kalbin olmadığını anlayacaksın.
Ve ben kalbimin sesini duyamadığımı hissettiğimde
Yazmayan bir kalem, silmeyen bir silgi ile,
Tek şıkka sahip ama hiç de şık olmayan bir sınavın ortasında,
Kalbimden yoksun,
İki yalnızın bir mutluluğu götürdüğü sınavın bitmesini beklemek için
Bir ömür, olmayan kalbime yazıyorum cevapları.
Ne kadar yanlış olsalar bile.
Comments